TELSİM EKOLOJİ ORMANI, KIBRIS’TAKİ YANGIN BÖLGELERİNİN HABİTAT RESTORASYONU İÇİN ÖRNEK ALINACAK TEK PROJE.
Telsim’in, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve Taşkent Doğa Parkı işbirliğinde 2 yıl önce hayata geçirdiği 25. Yıl Telsim Ekoloji Ormanı projesi ile, yıllar önce yangından tahrip olan yaklaşık 10 dönümlük bir arazinin Habitat Restorasyonu Projesi’nin çalışmalarını başlatmıştı. Telsim Ekoloji Ormanı, Taşkent Doğa Parkı uzmanları tarafından titizlikle yapılan çalışmalar neticesinde hayat bulan ve Kıbrıs’ta özellikle yangın sonrası habitat restorasyonu projesi kapsamında yapılan ilk örnek proje olma özelliğini de taşıyor.
Mersinlik bölgesinde 20,000 dönümlük bir alanı kaplayan yangından gelen görüntüler tüm halkı derinden üzdü. Uzmanların verdiği bilgilere göre, iklim değişikliğinin etkilerinden biri olan aşırı sıcaklar, uzun kurak dönemler ve diğer mevsim anomalileri bu tür felaketlerin daha şiddetli ve daha sık yaşanmasına sebep olmaktadır.
EMİRZADE; “BİRÇOK BİTKİNİN TOHUMLARI YANGIN SONRASINDA TEKRAR ÇİMLENMEKTE VE NESLİNİ DEVAM ETTİRMEKTEDİR.”
Yaşanan Mersinlik yangını sonrasında bölgenin tamamen küle dönmüş durumda olduğunu fakat göremediğimiz kısım olan toprak altında, birçok bitki ve canlının olduğunu ifade eden Taşkent Doğa Parkı Biyolog’u Tuğberk Emirzade, “Akdeniz ikliminde yangınlara karşı uyum sağlamış olan birçok bitkinin kök kısımları besin depo ettiği için yangın sonrasında tekrar yeşermekte ve kısa sürede eski halini alabilmektedir. Birçok bitkinin tohumları yangın sonrasında tekrar çimlenmekte ve neslini devam ettirmektedir.” dedi.
Yangından dolayı tamamen çıplak kalan toprak yüzeyinin, rüzgâr, yağmur ve güneşe maruz kalarak erezyona uğramakta olduğunu ve bunun engellenebilmesinin en ekonomik, en hızlı ve en kolay yolunun, doğal bitki örtüsünün oluşmasına izin vermek olduğunun altını çizen Emirzade, “Kış yağmurları ve ilkbaharın gelmesi ile birlikte yıllardır toprak altında gelişmekte olan bu köklerin oluşturacağı yeni sürgünler toprak yüzeyinin kaplanması için çok önemli bir görev yapar.” dedi.
Emirzade, “Taşkent Doğa Parkı olarak Telsim ile işbirliği içinde uygulamakta olduğumz Telsim Ekoloji Ormanı’nda benzer bir çalışma yapmaktayız. Yaklaşık 20 yıl önce yangın dolayısı ile bozulmuş olan doğal habitatı restore etmekteyiz. Ülkemizin coğrafyası çok farklı habitatları barındırmaktadır. Girne Dağları’nda bulunan 14 farklı habitatı inceledikten sonra elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda habitat restorasyonu yapabilmek için bu habitatı oluşturan bitki kompozisyonunu belirledik ve dikilecek olan ağaç türlerini bu verilere göre seçtik. Telsim Ekoloji Ormanı’nda, doğal olarak yangından sonra kendi kendine oluşan bitki örtüsünde bu kompozisyona ait birçok bitkinin ve hatta endemik bitkilerin bulunması, ekolojik olarak orada dayanıklı bir habitatın oluşmakta olduğunun kanıtıdır.” dedi.
Mersinlik yangınında yanan, 20,000 dönümlük alanın ağaçlandırma çalışmaları yapılırken, mevcut bitki örtüsünün de korunarak planlama yapılması gerektiğinin altını çizen Emirzade, “Kullanılacak bitki türleri ve diğer yöntemler, farklı habitatlar ve vadiler, tepeler, kuzey ve güney yamaçlar, çukurlar oluşturduğu farklı mikro-klimalar dikkate alınarak belirlenmeli ve en önemlisi de yangın sonrasında ilkbaharda tekrar yeşerecek olan kalıcı bitki örtüsü korunarak planlanmalıdır.” dedi.
TELSİM EKOLOJİ ORMANI’NDA BİYOÇEŞİTLİLİK DESTEKLENİYOR
Bir ormanın dayanıklı olabilmesi için güçlü bir biyoçeşitliliği barındırması gerektiğini ifade eden Emirzade, “Telsim Ekoloji Ormanı’nda biyoçeşitliliği desteklemek için üç noktaya dikkat edilmiştir. Birincisi, bitki kompozisyonunu oluştururken o habitat tipine ait mevcut bitkileri muhafaza ederken yeni dikilen fidanları olabildiğince farklı bitki türlerinden seçerek tür çeşitliliğini sağladık. İkincisi ise kullanılan fidanların klonlanmış değil, genetik çeşitliliği olan bireylerden olmasına dikkat edildi. Üçüncüsü ise, fidanların tür ve genetik çeşitliliğinin yanında biyometrik çeşitliliğini yani boy, form ve yaş olarak farklılıklar göstermesine önem verildi. Bu şekilde hastalık ve zararlılara daha dirençli olmasını sağlanmış oldu. Floranın yanında faunanın da gelişebilmesi için kuş yuvaları, böcek oteli, arı oteli, suluk, hibernakulum gibi yaşam elemanları da projeye dahil edildi.” dedi.
Emirzade, ağaç fidanlarının kök sistemlerinin yeni gelişmekte olduğu için kuraklığa karşı daha dayanıks olduğunu, bu nedenle de Telsim Ekoloji Ormanı’nda fidan dikimi yapılırken sadece fidan dikilecek olan noktalara delik açılarak etrafındaki alçak bitkilere (tülümbe, abdestbozan, sapsica, dam sazı, üç güneş otu...) zarar verilmediğini ve bu şekilde toprak yüzeyinin güneşin ve rüzgârın kurutan etkisinden korunması sağlandığının altını çizdi.
Emirzade, “Taşkent Doğa Parkı ve Telsim Ekoloji Ormanı gönüllüleri olarak, yangınla mücadele edilirken verilen emeklerin yangın sonrasında bu alanın restorasyonu yapılırken göz önünde bulundurulmasının ve bilimsel verilere dayalı olarak yapılmasının en doğru yaklaşım olacağına inanıyoruz.” dedi.
27.07.22